26 Aralık 2011 Pazartesi
Mizaç mı? Kişilik mi?
EV PERSONELİ DE DENEME SÜRECİNDEN GEÇEBİLİR...
ÇOCUK GELİŞİMİNDE DURUMSALLIK YAKLAŞIMI
23 Aralık 2011 Cuma
Çocuklarımız o kadar kırılgan değiller…
22 Aralık 2011 Perşembe
ÖNCE SEVGİNİZİ GÖSTERİN...
ÖNCE DİNLEYİN ....
GİRİŞİMCİ BİREYLER YETİŞTİREBİLİYOR MUYUZ?
EĞİTİM, SALDIRGANLIK EĞİLİMİNİ AZALTIR...
İLK 4 AY DUYGUSAL GELİŞİMDE ÖNEMLİ....
EĞİTİM, HERYERDE EĞİTİM...
7 Ekim 2011 Cuma
GİRİŞİMCİ BİREYLER YETİŞTİREBİLİYOR MUYUZ?
30 Eylül 2011 Cuma
EĞİTİM, SALDIRGANLIK EĞİLİMİNİ AZALTIR.
Bu durum anne babalara, öğretmenlere ve çocuğun sosyalleşmesinde görev alan bireylere çok önemli bir görev yükler.
22 Eylül 2011 Perşembe
İLK 4 AY DUYGUSAL GELİŞİMDE ÖNEMLİ....
20 Eylül 2011 Salı
EĞİTİM, HERYERDE EĞİTİM...
Evinizde çalışan personele de sadece işini yapsın yeter, diye düşünmeden yaşam, çevre, kişisel gelişim, özbakım ve daha birçok konu ile ilgili aktarımlarınız ufak dokunuşlar ile büyük değişimlere öncülük edebilirsiniz.
15 Eylül 2011 Perşembe
İŞİ BİTİNCE TEKNENİN ETRAFINDA YÜZDÜRÜRÜM ...
13 Eylül 2011 Salı
'HATALI ALGILAMA' EĞİLİMİ BAŞARILI ÇALIŞANLARI KAYBETMEMİZE SEBEP OLABİLİR...
12 Eylül 2011 Pazartesi
1 GÜN İÇİNDE BİR YABANCI İLE AİLE OLUYORSUNUZ...
9 Eylül 2011 Cuma
KÜÇÜK MİSAFİRLERİMİZ...
ÇALIŞAN ANNELERİN ARKASINDA YİNE BAŞKA BİR KADIN VAR...
7 Eylül 2011 Çarşamba
NE SÖYLEDİĞİNİZ Mİ, NASIL SÖYLEDİĞİNİZ Mİ ?
İletişim nedir bir bakarsak...
Bilginin, fikirlerin, duyguların, becerilerin, simgeler kullanılarak iletilmesidir.
Konuşmamız, Susmamız, Oturma biçimimiz, Bakışlarımız, Yazmamız, Jest ve Mimiklerimiz
Amacımız : anlaşılabilir mesajlar iletebilmektir.
“Sen ne kadar bilirsen bil, senin bildiğin başkasının anladığı kadardır.”
25 Ağustos 2011 Perşembe
EMANET ETTİĞİNİZ ÇOCUĞUNUZ İSE, DAHA İYİ BİR YÖNETİCİ OLMANIZ GEREKİR…
En sevdiğiniz varlığınız çocuğunuzu emanet ettiğiniz kişiyi iyi yönetebilmek ve evinizde sağlıklı bir çalışma ortamı sağlamak çocuğumuzun gelişiminde büyük önem taşır.
Bazı ufak ip uçları;
1- Evinizde çalıştırdığınız kişilerin kişisel özelliklerini ve ailevi durumunu tanıyın.
2- Çalışanınızın anlayabileceği bir dille, yapması gereken işleri, beklentilerinizi, sizin için önem sırası ile birlikte anlatın ve karşınızdakinin bunları anladığına emin olun.
3- Gerekirse hedefleri yazılı hale getirin.
4- Unutmayın ki, planlanmayan hiçbirşey ölçülemez. Yazılı olmayan konuları takip etmek zordur.
5- Gerekli çalışma şartlarını oluşturduğunuzdan emin olun.
6- Çalışan kişinin duyguları olduğunu unutmayın. Motivasyon amaçlı çalışmalar yapın. Bu çalışmalar bazı hedeflere bağlı hediyeler, tebrikler olabilir.
7- Periyodik takip toplantısı yada kısa görüşmeler yapın. Bunu düzenli hale getirin. Sadece sorun oluştuğu zaman değerlendirme yapmayın.
8- Beklentinizden sapmalar varsa, bu durumu uygun bir dille belirtin ve beklentiniz ile oluşan durum arasındaki farkı anlatın. Beklenilen duruma nasıl ulaşılabilir konusunda çalışanınızın önerilerini sorun, siz de gerekirse önerilerde bulunun.
9- Konuşmalarını yada uyarılarınız sırasında kişisel hakaret yada sorun oluşturabilecek ses tonu yada cümleler kullanmamaya dikkat edin.
10- Denetim ve kontrolü ihmal etmeyin. Kişiler konuşmalarında çok güven verici de olsa kişilerin psikolojik durumları değişkendir, olaylar sırasındaki davranış şekilleri farklı olabilir.
Çocuk bakımı tamamen ‘outsource’ (dışarıdan kaynak kullanımı) edilemez. Yardım alsanız da, görevi birine devretseniz de unutmayın ki, tek sorumlu sizsiniz. UNUTMAYINIZ Kİ, EMANET ETTİĞİNİZ İŞİNİZ DEĞİL, ÇOCUĞUNUZ…
24 Ağustos 2011 Çarşamba
GELECEKTEKİ BAŞARI İÇİN ... ÇOCUĞUNUZUN İLETİŞİM YETENEKLERİNİ GELİŞTİRİN...
23 Ağustos 2011 Salı
BİR KİŞİ HAKKINDA KİŞİSEL GARANTİ VEREN VARSA... Birkez daha düşünün...
Aslıhan Erdoğu
18 Ağustos 2011 Perşembe
Bu yaz Kaan'ın ablası oldu. Birlikte çok iyi vakit geçirdiler. Tara Türk yemeklerini öğrendi. Tatlılarımız O'na fazla şekerli geldi.. Bazen kendi yemeklerinden pişirdi. Tüm sitede çocuklarım ablası oldu. Futbol'u çok sevdiği için çocuklarla saatlerde futbol oynadı. İlk kez saçına fön çektirdi. Türk düğünlerine gitti. Türk müziklerinde oynadı:) Çocuklarla, el işleri, aktiviteler yaptı. Biraz da Türkçe öğrendi. Hatta telefonu 'Merhaba' diye açınca kendi annesi bile sesini tanıyamadı...
http://www.evdecocukvar.com/
17 Ağustos 2011 Çarşamba
CAROLINE ANKARA'DA.... Şevval'a ablalık yapıyor..
Bu dönemi bazıları yaz okulları ile, bazıları çocukları yazlıklara gönderme yöntemi ile bazıları da Türk ve yabancı üniversite öğrencilerinden destek alarak geçirebiliyorlar.
Yabancı bir kültürü evinde yaşamak isteyen Emine hanım ve eşi bu yaz Caroline'i evlerinde misafir ettiler. Bu tecrübeden çok memnun kaldılar. Ailemiz Fransız kültürü hakkında canlı bilgi alırken, Caroline 'de Türk kültürünü tüm detayları ile öğrendi. Şevval tek çocuk, şimdi bir ablası olduğunu biliyor ve kendine daha fazla güveniyor.
www.evdecocukvar.com
Aslıhan Erdoğu
INSANLAR İŞ BEĞENMEZKEN.....
www.evdecocukvar.com
1 Ağustos 2011 Pazartesi
EGE NİN AYŞENUR ABLASI İLE ARASI ÇOK İYİ...
www.evdecocukvar.com
23 Temmuz 2011 Cumartesi
22 Temmuz 2011 Kaprun'da kayak...
18 Temmuz 2011 Pazartesi
EVDEÇOCUKVAR - AVUSTURYA KAPRUN 'DA KAYAK KAMPINDA...
www.evdecocukvar.com
Aslıhan Erdoğu
7 Temmuz 2011 Perşembe
BAKICI ANNELERİMİZ, ÇALIŞTIKLARI AİLEMİZ İLE İLGİLİ TEŞEKKÜR MESAJLARI ATIYORSA...MOTİVASYON KAVRAMI GELİŞİYOR...
-
Baştan kuşku ve soru işaretleri ile başlanmamalı. Evinize alacağınız, çocuğunuzu, aile büyüğünüzü yada evinizi emanet edeceğiniz kişiye güveniyor olmalısınız. Aksi halde güvenemediğiniz bir kişi ile işe başlamanız sizi de çalışan kişiyi de olumsuz etkileyecektir. -
Çalışacak kişiye sorumlulukları ve önceliklerinizi çok iyi anlatılmalısınız. Herkesin öncelikleri farklı olabilir, bu yüzden çalışma beklentinizi şansa bırakmamalısınız.
-
Çalışma ortamı yada kalma şartları çalışan kişiyi mutlu edecek düzeyde olmalı. Özellikle yatılı kalan kişilerde kendisine ait kalabileceği bir mekan olmaması kişiyi olumsuz etkileyebilmekte. -
Maaş beklentisinde asgari müşterekte anlaşılmış olmalı. Mecbur olduğu için beklentisinin çok altında bir maaş ile işe başlayan bir çalışandan çok yüksek bir performans beklemek biraz iyimserlik olabilir. -
Çalışan kişiden beklentileriniz, bir kişinin çalışma saatleri içinde yapabileceği yoğunlukta olmalı. Yeni doğmuş bir bebeğin sorumluluğunu alan bir bakıcı anne, aynı anda evin tüm işini, yemeğini, ütüsünü yapmaya çalışırsa mutlaka bu alanlardan birinde hata yapma oranı artacaktır.
EvdeÇocukVar Danışmanlık
27 Haziran 2011 Pazartesi
ÇOCUKLAR OYUN OYNASINLAR ...
31 Mayıs 2011 Salı
AKRIT JASWAL 7 yaşında cerrah oldu.
DÜNYANIN EN AKILLI ÇOCUKLARI ...CLEOPATRA STRATAN
20 Mayıs 2011 Cuma
DÜNYANIN EN AKILLI ÇOCUKLARI ...Kearney’in “Kim 1 milyon dolar ister?” yarışması finali
9 Mayıs 2011 Pazartesi
ANNE DEDİ BAKMADIM, BABA DİYE SESLENDİ....:)
Bir bakıcı ablamız, kız meslek lisesi mezunu ve şu anda da Anadolu Üniversitesinde Çocuk Gelişimi eğitimi almakta. Bir dönem anaokulunda yardımcı öğretmen olarak çalışmış. Çok küçük çocuklarla ilgileniyormuş.
Birgün, ufaklıklardan biri, bakıcı ablamıza seslenmeye başlamış. 'Anne, anne... ' Bakıcı annemiz de kendisine anne diye seslemeye alışmasın diye bir süre cevap vermemiş ve öğretmenim yada abla diye seslenmesini beklerken, bizim ufaklık 'Babaaaa...' diye seslenmiş. Tabiki, bu aşamada daha fazla dayanamarak biraz da gülümseme içinde ufaklığımıza cevap vermiş, bakıcı ablamız....
4 Mayıs 2011 Çarşamba
KEŞKE ÇOCUKLARIMIN DOĞDUĞU GÜNE GERİ DÖNEBİLSEM ...
Aslıhan Erdoğu (AE): Bana hayat hikayenizi anlatır mısınız? Profosyonel olarak çocuk bakmaya ne zaman ve nasıl başladınız?
EvdeÇocukVar üyemiz(FE): Ben 41 yaşındayım. 2 oğlum var. İlk iş hayatıma bir araştırma şirketinde başladım. 3 sene orada çalıştım ve o kadar yoğun bir iş tempom vardı ki, çocuklarım da küçüktü, onlara zaman ayıramadığımı farkettim ve ayrıldım. Önce çocuklarımı büyüttüm belli bir yaştan sonra da tavsiye üzerine çocuk bakmaya başladım ve 10 senedir de çocuk bakımı yapıyorum. Bu işi çok seviyorum. Çocukları çok seviyorum.
AE: Çocuk bakımında nelere dikkat edersiniz ve çocuklarla ilgili söyleyebileceğiniz bir şeyler var mı?
FE: Çocuklar çok hassas ve narin varlıklar benim için. Onlara çok sabırlı davranırım. Çünkü her ne yaparlarsa yapsınlar onlar çocuk diye düşünürüm. Çiçek gibiler.. Eğer para ihtiyacım olmasaydı kesin çocuk esirgeme kurumunda gönüllü çalışmak isterdim. Çocuk üzerine çok düştüğünüzde ve sinirli olduğunuzda çok daha asi olur. Aslında doğruyu söylemek gerekirse, ben şu anda baktığım bebeklere kendi çocuklarıma veremediğim ilgiyi veriyorum. Bana bir dilek dile deselerdi, çocuklarımın doğduğu zamana geri dönmek isterdim. O zaman çok gençtim ve çalışmam gerekiyordu. Sanki yeterince zaman ayıramadım gibi hissediyorum şimdi. Biraz da cahildim herhalde çocuklarımın o en tatlı zamanlarından onlara daha fazla zaman ayırmak yerine ev işi yapıyordum mesela… Şimdi çocuklarla ilgilenirken başka hiçbir şeyi gözüm görmüyor. Onları izlemek, incelemek, anlamaya çalışmak çok keyif veriyor bana.
Hassas olduğum bir konu da aile ile anlaşamadığım konular olsa bile çocuklar için sabrederim çünkü sevdikleri kişileri kaybetmeleri kendilerine olan güvenlerini sarstığını düşünüyorum.
www.evdecocukvar.com
Aslihan Erdoğu
30 Nisan 2011 Cumartesi
23 Nisan'da Nisa'nın doğum gününü üyelerimiz ile birlikte kutladık... İyi ki doğdun Nisa.
Biz de, Nisa'nın doğum gününü bir görüşme günümüzde gelen üyelerimiz ile birlikte kutladık.
Mutlu yıllar Nisa .....
www.evdecocukvar.com
SABAH ERKEN KALKAMIYORSANIZ, ÇOCUK BAKIMI İŞİNİ DÜŞÜNMEYİN...
Şimdilerde, EvdeÇocukVar sayesinde birçok yeni kişi ile tanışmaya başladım. Bazısı ailesi, yada hayat koşulları yüzünden okuma fırsatı bulamamış, çok pişman.. Bu pişmanlığını da anlatıyor. İnsanımız aslında samimi, yada benim karşıma hep samimi olanlar çıkıyorlar. Biraz sorgulamadan dinlediğinizde tüm hayat hikayesini gözlerinizin önüne seriyorlar tüm samimiyetleri ile. Belki de bu görüşmeyi terapi gibi kabul ediyorlar. Çünkü onları karşılarında sorgulamadan dinleyen ama gerçekten dinleyen bir kişi olmaya çalışıyorum. Bu durumdan da şikayetçi değilim aslında, hem üyelerimi daha yakından tanımış oluyorum, hem de birçok kişiye önerilerde bulunma şansına sahip oluyorum.
Bazende bazı kişilere, siz bu işi yapmayın diyebiliyorum. Bu kadar net söyleyebilmemde önemli sebepler var tabiki. Çünkü ben de bir anneyim. Üstelik çalışan bir anneyim. Yıllarca çocuğumun okul öncesi yıllarında, işe ulaşabilmek için çok erken saatlerde yola çıktım. Genellikle İstanbul'da çalışan bir anne işe gidebilmek için 6.30 gibi yola çıkmayı göze alabiliyor, ancak bazı çocuk bakımı yaparım diyen kişilerin beklentileri bambaşka: 'Benim bir ailem var, önce onların kahvaltılarını hazırlarım, eşim kendisinden önce yola çıkmamı istemez, üstelik hava kararmadan saat 17.30 gibi işten çıkmam gerekir.' gibi açıklamalarla bizden iş bulmamızı isteyebiliyorlar. Üstelik bu kişilerin birçoğu da neden okuyamadım diye üzülen kişiler oluyor... Kişilerin beklentileri ve yaşam tercihlerine saygım var tabiki, ancak bir işe 'Ben bu işi yaparım, bu işten hayatımı kazanırım. ' diye girişiyorsanız. İşin gereklerini de bildiğinizi farzederim.
Üniversite mezunu, hayatının büyük bir bölümünde okumuş, çalışan anneler bugün İstanbul'da çoğunlukla 6.30 da evden çıkıyorlar ve akşam saat 20.00 sıralarında eve dönüyorlar. Haftasonları toplantıları olduğu zaman, ben haftasonu çalışamam diyemiyorlar. İşte bu şartlarda düşünebiliyor musunuz ki, bu anne, belirttiğim iş temposunda çalışırken çocuğunu emanet edeceği kişi zamanında gelemiyor. Malesef hiçbirimiz bu lükse sahip değiliz. Yaşamak yada daha iyi yaşamak istiyorsak, meslek olarak seçtiğimiz işin gereklerini olması gerektiği gibi yerine getirmek zorundayız.
Benim görüşmelerimde kişilere önerim şu oluyor: Çocuk bakmak ciddi bir iştir. Sorumluluk gerektirir. Fedakarlık gerektirir. Zamanlama gerektirir. Bu konuda kendine güvenmeyen kişi 'Ben çocuk bakarım.' diye yola çıkmamalıdır.
İşinin sorumluluklarını iyi bilen, merhametli, güvenilir kişilere her zaman kapımız da desteklerimiz de açık olacaktır.
EvdeÇocukVar
Aslıhan Erdoğu
19 Nisan 2011 Salı
OĞLUMA EN BÜYÜK ÖĞRETİM, HAYAL KURMAYI ÖĞRETMEK... ÇALIŞIYORUM...
www.evdecocukvar.com
16 Nisan 2011 Cumartesi
EN İYİ, İYİNİN DÜŞMANIDIR... KAİZEN...
www.evdecocukvar.com
PARİS'İN NESİ ?....
EVDEÇOCUKVAR 1669 NOLU ÜYEMİZ İLE DAHA YAKINDAN...
EVDEÇOCUKVAR 1720 NOLU ÜYEMİZ İLE DAHA YAKINDAN...
Üyemiz annesi ile geldi. Konuşkan, güleryüzlü, samimi ve açık sözlü bir aile ile sohpet etmek güzel. Sadece bana hikayenizi anlatır mısınız?, demem yeterliydi. Tüm hayatını bir çırpıda, düşünmeden, çekinmeden anlatabilecek kadar kendine güvenen bir hanım... Aslıhan Erdoğu (AE): Hayat hikayenizi dinlemek isterim. FD (EvdeÇocukVar 1720 nolu üye):Aslıhan hanım, ben İstanbul Küçükyalı’da doğdum. Tüm çocukluğum bu bölgede geçti. Çocukluğumdan itibaren iyi bir eğitim aldım. İngilizce, matematik, mandolin birçok kursa gittim. Kadir Has Anadolu lisesi mezunuyum. Hatta dersaneye de devam ettim, ancak ilk yılımda istediğim bir bölümü kazanamadım. Sonrasında aileme destek olabilmek için işe girdim. Önce 4.5 yaşında bir kız çocuğuna baktım. Sabah 7.30’da işe gidiyordum, kahvaltı yaptırıp, öğlene kadar oyunlar oynayıp, öğle yemeğini yedirdikten sonra O’nu sıkıca giydiriyordum, elinden tutup dikkatlice 1 sokak ilerideki anaokuluna götürüyordum. Akşam üzeri de annesi işten çıkınca anaokulundan alıyordu. Daha sonra Bostancı’da bir anaokuluna başladım. 1.5 yaş çocuklara bakıyordum ancak o anaokulu bence o kadar yetersizdi ki, ben çocukların durumuna çok üzüldüğüm için işten çıktım. Sonra Suadiye’de başka bir anaokulunda 1 sene çalıştım. Bu anaokulunun sahibinin çok yakın bir akrabası çocuk gelişimi bölümünden mezun olunca, bir kişilik kadroları vardı ve eğitiminden dolayı diğer öğretmeni işe alınca ben ayrıldım. Daha sonra kendisini rahatlıkla referans verebileceğim bir çocuk doktorunun yanında sekreter olarak çalıştım. Ancak çocuklarla çok ilgilendim. Doktor bey aile ile görüşme yaparken çocuklarla ben ilgilenirdim. Burada tam 9 sene çalıştım. O sıralarda, Aydın üniversitesi İngilizce Türkçe çevirmenlik bölümünü kazandım. 1 sene hazırlık okudum. 2. sene okula giderken malesef talihsiz bir trafik kazası geçirdim ve uzun süre yürüme sorunu yaşadığım için okulu bırakmak zorunda kaldım. Şansızlık işte... Şimdi iyiyim, yeniden çocuklarla ilgilenmek istiyorum. 1 yaş üzeri çocuklarla içim rahat ilgilenir, eğitsel oyunlar oynar, yemek ve temel bakımını yapabilirim. 1 yaş öncesini tercih etmememin tek sebebi ben anne olmadığım için bir hata yapmak istemem. Çok dikkatli ve titiz bir insanım. Üyemiz ailesi ile birlikte yaşıyor. Bir abisi var. Babası emekli ve annesi de yıllarca çocuk bakıcılığı yapmış. Merdivenköy’de kendi evlerinde oturuyorlar. Kadıyköy, Acıbadem, Erenköy, Ataşehir bölgelerine rahatlıkla tek vasıta ile gidebiliyor. http://www.evdecocukvar.com/
Aslıhan Erdoğu
EN AÇIK SEÇİK, VE GERÇEK OLAN MUCİZE... ÇOCUĞUM
EĞİTİMLİ BİR ANNE, BİR DADI...
Aslıhan Erdoğu (AE): Siz üniversite, bilgisayar programcılığı mezunusunuz. Nasıl oldu da profosyonel anlamda dadı olmaya karar verdiniz?
NG(EvdeÇocukVar 1699 nolu üye): Ben mezun olduktan sonra bankada çalışmaya başlamıştım. O kadar yoğun bir çalışma tempom vardı ki, bilirsiniz finans sektöründe iş gece 22.00 gibi biter. Hatta haftasonları da çalışıyordum. En son Bank Ekspres’ de çalışıyordum ve anne oldum. Birgün oğlum Bilgehan o kadar hasta oldu ki, biz 2 gün ve gece hastanede çok yoğun günler geçirdik. Oradaki halimi gören babam ’Yeter artık bu iş temposunda çalışmamalısın, bu şekilde hem kendini harap ediyorsun, hem de çocuklarının sana ihtiyacı var’ dedi. Çok etkilenmiştim ve 40 gün bile beklemeden bankadan ayrılmaya karar verdim. Hatta bu sebeple tazminatımı bile almamıştım. 2 oğlum Bilgehan ve Oğuzhan’ı büyüttüm. Anne ile büyümelerin çok iyi olduğunu düşünüyorum. Ancak sonrasında çalışmaya geri dönmek istiyordum. Benim gibi çalışma hayatında olan anneleri düşünerek, profosyonel olarak dadı olmaya karar verdim. Ve ilk olarak dadı ve çocuk gelişimi eğitimimi tamamladım. Birçok psikolojik gelişim ve danışmanlık seminerine katıldım. Şu anda 5 yıldır dadılık yapıyorum. Çok da mutluyum. Ben balık burcuyum, hem duygusal hem de çocuk ruhluyumdur. Çocuklarla aram da oldukça iyidir.
AE: Biraz ailenizden bahsedebilir misiniz?
NG: Biz uzun yıllar Erenköy’de oturduk. Eşim hani eski İstanbul’lular derler ya ‘Cadde Çocuğu’. Ama ben kendi çocuklarımın orada rahat oynayamadıklarına karar verip, güvenlikli ve bahçeli bir siteye taşınma konusunda çok direttim. Sonunda Ataşehir’de bir siteye taşındık. Şimdi çocuklarım bahçede çok iyi vakit geçirebiliyorlar. İki oğlum da tenis oynuyorlar. Küçük oğlum Türkiye 2. si oldu. Eşim makina mühendisi ve özel bir şirkette satış müdürü olarak çalışıyor.
AE: Çocuk bakımındaki prensipleriniz nelerdir?
NG: Ben çocuk bakarken gerçekten onula ilgilenmek isterim. Çocuğu mama sandelyesine oturtup, önünde televizyonu açıp, ev işi yapmayı çocuk bakmak olarak görmüyorum. Çocukla sağlıklı vakit geçirmek, onun gelişimini destekleyecek oyunlar oynamak ve beslenmesine dikkat etmek benim önem verdiğim konulardır. Ancak beslenmesine dikkat etmek derken, inanın çocuk istemediğinde zorla yedirilen yemeğin de bir işe yaramadığını tecrübe ettim. Bazen sadece 10dk. beklemek bile yeterli olabiliyor. Çocuğun ihtiyacı olan zamanda ve keyifli bir şekilde yemek yemesinden yanayım.
AE: İş saatleriniz nasıldır? Bu konuda sınırlamalarınız var mıdır?
NG: Tabiki benim de bir ailem var. Ancak ben de çalışan bir kadın olduğum için annelerin durumunu çok iyi anlayabiliriyorum. Ve anne evden çıkmadan önce işe başlar, akşam da 19.00 a kadar çalışabilirim. Tabiki karşılıklı konuşma ve anlaşma da çok önemli. Üyemize sohpetinden dolayı çok teşekkür ediyorum. Umarım anlaşabileceği bir aileye faydalı olmasında aracı olabiliriz.