13 Eylül 2011 Salı

'HATALI ALGILAMA' EĞİLİMİ BAŞARILI ÇALIŞANLARI KAYBETMEMİZE SEBEP OLABİLİR...

İnsan davranışları iş hayatındaki performası önemli ölçüde etkilemektedir. Dolayısı ile hem profosyonel iş hayatımızda hem de evimizde çalıştırdığımız çalışanlarımızda insan davranışlarını doğru algılama yöntemlerimizi geliştirmemiz gerekir.

Yapılan araştırmalara göre insanlarda hatalı algılama eğilimi oldukça yüksek oranlarda seyretmektedir.(Baron 1983) Hatalı algılama kalıplaştırma, hale etkisi, oyuncu-seyirci etkisi ve kendine yontma şeklinde sınıflandırılabilir.

Kalıplaştırma daha çok önyargılarımızdan oluşur. Özel hayatımızda da iş yaşantımızda da aslında sıklıkla akrşılaştığımız bir durumdur. Örneğin' İngilizler gelenekçidir, Almanlar çalışkandır' diye bir genelleme yaparız ancak bu durum her İngiliz yada her Alman için geçerli değildir.

Kalıplaştırma gerçek verilere dayanmadan bir takım şeylerin gerçek olarak kabul edilmesidir.

Hale Etkisi kalıplaştırmaya benzer ancak tek bir vasıftan genel bir kanıya varılmasına sebep olur. 'Insanın adı çıkacağına canı çıksın' diye bir söz vardır. Yaptığınız hatalı yada yanlış algılanan bir özelliğiniz yüzünden sizin hakkınızda genel bir negatif kanı oluşabilir ve bu fikri silmeniz bazen yıllarınızı alır, yada hiç silemezsiniz. Bu tip negatif etkileri azaltmak adına bazı ufak tefek düzeltebileceğiniz konularda dikkatli olmanızı tavsiye ederim. Örneğin, giyiminize, kişisel temizliğinize, konuşmanıza, çalışma saatlerine uyumunuza dikkat edebilirsiniz. Çünkü bu konularda dikkatsiz davranmanız sizin genel çalışma performansınız iyi bile olsa hakkınızda olumsuz bir düşünce oluşturacaktır. Örneğin iş görüşmelerinde hale etkisi çok fazla etkili olmaktadır. İyi giyimli, güzel konuşan bir kişinin işe kabul edilme ihtimali oldukça yükselmektedir.

Oyuncu-Seyirci etkisinde ise insanlar başkalarının davranışlarını gözlemlerken seyirci rolündedir ancak kendi davranışlarını ortaya koyarken oyuncudur. Yolda ayağı kayıp düşen biri hakkında biz kesin 'dikkatsizdir' deriz, halbuki kendisi 'yol bozuktu' diye yorumlayacaktır. Sabah işe geç kalan çalışanımız hakkında hemen uyanamamıştır diye düşünüzür halbuki yolda oluşan bir kaza yüzünden de geç kalmış olabilir. Birgün 9 yaşındaki oğlu annesine: 'anne ben bir bardak kırınca 'çok dikkatsizsin', babam kırınca, 'bu bardağın burada işi ne?' diyorsun , ama kendin kırınca ' nazar var, nazar' diyorsun. der. Anne güler, çocuk haklıdır...

Kendine yontma eğilimi olan kişiler de başarıyı kendine, başarısızlığı ise başkalarına bağlarlar.

Biz çalışanlarımızı gözlemlerken iş performanslarını tarafsız gözlerle görmeye çalışmalı, geliştirmeye açık kısımlarını desteklemeli ancak önyargılı olmamalıyız.

Aslıhan Erdoğu


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder