25 Ağustos 2011 Perşembe

EMANET ETTİĞİNİZ ÇOCUĞUNUZ İSE, DAHA İYİ BİR YÖNETİCİ OLMANIZ GEREKİR…

İşimizde ve kişisel ilişkilerimizde çoğu zaman doğru veya yanlış, eksik yada tam bazı yöneticilik özelliklerimizi kullanırız. Aslında yönetim becerisi hayatımızın her aşamasında vardır, olmalıdır ve gereklidir. Bazılarımız, yönetim konusunda akademik bir eğitim almadıysak bile, içten gelen yeteneklerimiz gelişerek ön plana çıkabilir ve bu işi doğruya yakın yapabiliriz. Ancak yönetim becerileri öğrenilebilir ve geliştirilebilir özelliklerdir.
En sevdiğiniz varlığınız çocuğunuzu emanet ettiğiniz kişiyi iyi yönetebilmek ve evinizde sağlıklı bir çalışma ortamı sağlamak çocuğumuzun gelişiminde büyük önem taşır.
Bazı ufak ip uçları;
1- Evinizde çalıştırdığınız kişilerin kişisel özelliklerini ve ailevi durumunu tanıyın.
2- Çalışanınızın anlayabileceği bir dille, yapması gereken işleri, beklentilerinizi, sizin için önem sırası ile birlikte anlatın ve karşınızdakinin bunları anladığına emin olun.
3- Gerekirse hedefleri yazılı hale getirin.
4- Unutmayın ki, planlanmayan hiçbirşey ölçülemez. Yazılı olmayan konuları takip etmek zordur.
5- Gerekli çalışma şartlarını oluşturduğunuzdan emin olun.
6- Çalışan kişinin duyguları olduğunu unutmayın. Motivasyon amaçlı çalışmalar yapın. Bu çalışmalar bazı hedeflere bağlı hediyeler, tebrikler olabilir.
7- Periyodik takip toplantısı yada kısa görüşmeler yapın. Bunu düzenli hale getirin. Sadece sorun oluştuğu zaman değerlendirme yapmayın.
8- Beklentinizden sapmalar varsa, bu durumu uygun bir dille belirtin ve beklentiniz ile oluşan durum arasındaki farkı anlatın. Beklenilen duruma nasıl ulaşılabilir konusunda çalışanınızın önerilerini sorun, siz de gerekirse önerilerde bulunun.
9- Konuşmalarını yada uyarılarınız sırasında kişisel hakaret yada sorun oluşturabilecek ses tonu yada cümleler kullanmamaya dikkat edin.
10- Denetim ve kontrolü ihmal etmeyin. Kişiler konuşmalarında çok güven verici de olsa kişilerin psikolojik durumları değişkendir, olaylar sırasındaki davranış şekilleri farklı olabilir.

Çocuk bakımı tamamen ‘outsource’ (dışarıdan kaynak kullanımı) edilemez. Yardım alsanız da, görevi birine devretseniz de unutmayın ki, tek sorumlu sizsiniz. UNUTMAYINIZ Kİ, EMANET ETTİĞİNİZ İŞİNİZ DEĞİL, ÇOCUĞUNUZ…


Aslıhan Erdoğu

24 Ağustos 2011 Çarşamba

GELECEKTEKİ BAŞARI İÇİN ... ÇOCUĞUNUZUN İLETİŞİM YETENEKLERİNİ GELİŞTİRİN...

Günümüz dünyası iletişim ağlarından oluşmakta. Hızla gelişen teknoloji yeni nesil çocukları daha fazla sanal dünyadaki iletişime itiyor ancak unutmamak gerekir ki, kişisel ve iş hayatındaki başarının büyük bir kısmı iletişim becerilerinden geçmekte.


İstek ve ihtiyaçlarını belirtemeyen, kendini ifade edemeyen bir çocuk büyüdüğünde de gerek kişisel ilişkilerinde gerekse iş ilişkilerinde sıkıntı çekecektir.


Bazı çocuklar doğuştan dışa dönük olur ve zaten iletişime açıktır. Ancak o çocukların bile yöntem ve tarzları öğrenmesi gerekir. Birçok çocuk iletişim konusunu etrafında rol model aldığı kişilerden doğru yanlış öğrenir ancak bu konu belki de ilerideki hayatında en fazla işine yarayabilecek bir yetenek olacaktır.


Günümüzde iş hayatında birçok çalışana 'İletişim Teknikleri' seminer ve dersleri aldırılmaktadır. Halbuki bu işi çok erken çözebilirsiniz...


İletişim Nedir? Ne dediğiniz mi önemlidir yoksa nasıl söylediğiniz mi?



EvdeÇocukVar Danışmanlık 'İletişim Teknikleri' konusuda ailelere destek olmaktadır.




Aslıhan Erdoğu

23 Ağustos 2011 Salı

BİR KİŞİ HAKKINDA KİŞİSEL GARANTİ VEREN VARSA... Birkez daha düşünün...

Çalışan anneler, çocuklarımıza bakacak, okul dönüşü onları karşılayacak kişileri, evimizin temizliğini-ütümüzü yapacak, yemeğimizi pişirecek kişileri ararken hep endişe içindeyiz. Çevremize soruyoruz... Ailemizden yardım istiyoruz... Danışmanlık firmalarını arıyoruz... Ama hep aynı endişe içimizde... Acaba gelecek kişi güvenilir mi? Evimi, çocuğumu emanet edeceğim ama başıma neler gelecek? Bir de hep kötü hikayeler dolaşıyor etrafta...




Şimdi büyük şehirlerde çalışan bir kadının durumunu tam anlayamayan biri hemen düşünebilir ki ' Zaten evin işini yapmak, yemek yapmak, ütü yapmak, çocuğuna bakmak, dersleri ile ilgilenmek bir annenin görevi değil mi? Çalışacam diye inat edip, bir de bu işleri yaptıracak başka bir kadın mı arıyor? ' Hatta bazı kadınlar kazandıkları tüm maaşı evinde çalıştırdığı kişiye veriyorlar. Ne anlaşılmaz bir durum değil mi?

www.evdecocukvar.com


Aslıhan Erdoğu



Gelişen toplum, eğitimli bireyler, ekonomiye katkı derken artık erkeğin ve kadının görevleri birbirine çok yaklaştı. Kadın da ciddi bir beyin gücü ve emek... Çocuklar bile çalışan anne profillerini istiyorlar rol model olarak kendilerine. Çalışan kadın hem eşine hem de çocuklarına bakımın dışınca çok büyük bir destek ve örnek oluyor. Üstelik çalışan kadın sayesinde mesleki eğitim almamış ev hanımlarına da yeni iş alanları oluşuyor. İstihdam imkanı artıyor bir anlamda.




Peki evimizde çalıştıracağımız kişiye nasıl güvenebiliriz derseniz? Ben sayısız kişi ile görüştüm ve görüşüyorum. Aileler kendilerini rahatlatmak için hep soruyorlar ? ' Güvenibilir biri midir? Daha önce çalıştınız mı? Garanti verebilir misiniz ? gibi...




Şimdiye kadar daha önce çalışmış bile olsak, referanslar çok iyi konuşuyor bile olsalar söylediğim bir tek cümle var... 'İnsana garanti olmaz. Gözlemlemeyi ve denetlemeyi her zaman siz yapmalısınız.' İnsan değişken ve psikolojisi olan bir canlıdır. Hangi durumda ve psikolojide olduğunu tespit etmek ve bu durumun sürekliliğini garanti etmek mümkün değildir. Düşünsenize birkez çevremizde çok tanıdığımız hatta ailemizden bireyler için bile bazen 'O'nu hiç tanıyamamışım. Hiç böyle biri değildi. Beni çok şaşırttın.' gibi cümleler sarfetmez miyiz zaman zaman. Hatta 40 yıl bir yastığa baş koymuş olmak terimi vardır kültürümüzde ama bazen 'Kırk yıllık eşimi hiç tanımamışım.' diyen kişilere rastlarız.








Lütfen unutmayınız... Size, bu kişi 100% güvenilirdir diyen biri varsa bir kez daha düşünün.




Bazen öyle düşünmek isteriz. Bu durum bizi rahatlatır, ancak çocuğumuz söz konusu olunca her zaman şüpheci ve takipçi olmakta fayda var diye düşünüyorum.








Aslıhan Erdoğu










18 Ağustos 2011 Perşembe




Tara İngiltere'de üniversite öğrencisi. Önümüzdeki sene eğitimci olarak mezun olacak. Farklı bir ülkede öğretmen olarak çalışmak istiyor. Bu arada yaz aylarında farklı kültürleri tanımak için aupair olarak seyehat etmek iyi bir fikir.
Bu yaz Kaan'ın ablası oldu. Birlikte çok iyi vakit geçirdiler. Tara Türk yemeklerini öğrendi. Tatlılarımız O'na fazla şekerli geldi.. Bazen kendi yemeklerinden pişirdi. Tüm sitede çocuklarım ablası oldu. Futbol'u çok sevdiği için çocuklarla saatlerde futbol oynadı. İlk kez saçına fön çektirdi. Türk düğünlerine gitti. Türk müziklerinde oynadı:) Çocuklarla, el işleri, aktiviteler yaptı. Biraz da Türkçe öğrendi. Hatta telefonu 'Merhaba' diye açınca kendi annesi bile sesini tanıyamadı...





Türkiye'ye babası getirdi yazı geçireceği aile ile tanıştı. Şimdi 2 aile görüşüyorlar ve sonrasında da birbirlerini ülkelerine davet ediyorlar.

http://www.evdecocukvar.com/



17 Ağustos 2011 Çarşamba

CAROLINE ANKARA'DA.... Şevval'a ablalık yapıyor..

Yaz dönemi birçok çocuklu aile için bir sorun haline gelebiliyor. Çünkü tüm yıl okula gitmiş çocuklarının artık yaz aylarında evde olmasını ve tüm özgürlüğü ile normal bir çocukluk zamanı geçirmesini istiyoruz. Sorun şu ki, çalışan aileler yazları da çalışıyor. En fazla 2 hafta izin alabilseniz bile geriye kalan 8-10 haftada çocuklarını kime emanet edeceklerini bilemiyorlar. Aile büyükleri yardımcı olmaya çalışsa da onların da bir hayatı olduğunu biliyoruz. Onlar da zamanında çalışmış, çocuklarını büyütmüş, şimdi de yazlıklarında 1-2 ay dinlenmek ve arkadaşları ile zaman geçirmek istiyorlar. Peki biz çalışan aileler....

Bu dönemi bazıları yaz okulları ile, bazıları çocukları yazlıklara gönderme yöntemi ile bazıları da Türk ve yabancı üniversite öğrencilerinden destek alarak geçirebiliyorlar.

Yabancı bir kültürü evinde yaşamak isteyen Emine hanım ve eşi bu yaz Caroline'i evlerinde misafir ettiler. Bu tecrübeden çok memnun kaldılar. Ailemiz Fransız kültürü hakkında canlı bilgi alırken, Caroline 'de Türk kültürünü tüm detayları ile öğrendi. Şevval tek çocuk, şimdi bir ablası olduğunu biliyor ve kendine daha fazla güveniyor.

www.evdecocukvar.com
Aslıhan Erdoğu

INSANLAR İŞ BEĞENMEZKEN.....

Ayşenur üniversite öğrencisi, psikoloji okuyor. İhtiyacı olan ailelere faydalı olabilmek adına sorumluluk aldı ve bir ailenin yanında Ege'ye ablalık yaptı. Tüm yaz tatilini aile ile geçirdi ve Ege ile birlikte uyudu, uyandı. Günümüz hiperaktif çocuklarını bilirseniz, henüz anne olmamış bir genç için, tüm yaşıtları yaz tatilini arkadaşları ile geçiriyorken Ayşenur'un bu dönemi çalışarak hem de 7x24 çalışarak geçirmesi örnek bir davranış. Şimdi aldığı bu sorumluluğu başarmış olmanın mutluluğunu yaşıyor. Soyak Ataşehir'de yaşayan ailemiz de Ayşenur'a çok teşekkür ediyor.
www.evdecocukvar.com

1 Ağustos 2011 Pazartesi

EGE NİN AYŞENUR ABLASI İLE ARASI ÇOK İYİ...








Ege, Ayşenur ile çok iyi anlaştı. Ayşenur psikoloji öğrencisi. Bu yaz Ege'ye ablalık yapıyor. Hem Ege'nin gelişimine katkıda bulunuyor, hem de aileye yaz döneminde yardımcı oluyor. Ailece çok da iyi vakit geçirdikleri çok belli. Ege'nin okul döneminde de Ayşenur ablasını görmek isteyeceğine eminiz...


www.evdecocukvar.com