26 Aralık 2011 Pazartesi

Mizaç mı? Kişilik mi?

Bu iki kavram çoğunlukla karıştırılır. Aynı mı yoksa, faklı anlamlar mı taşırlar. Çoğu zaman bu iki kelimeyi birbiri yerine kullanırız.Mizaç kişinin doğuştan sahip olduğu bazı özelliklerdir. Her canlı genetik bir kod ile doğar ancak bu kod temeli belirler. Farklı şartlarda faklı değişimler gösterecektir.Bu anlamda, mizaç tohuma benzetilebilir. Tohum toprağa düşmeden bir şey... ifade etmez. Ancak toprağa düştükten sonra da, toprağın özelliklerine göre şekil alacaktır. Her tohum her toprakta yetişmeyebilir yada istenilen sonucu vermeyebilir. Toprak insanın doğduktan sonra etkileşim halinde olduğu çevresidir. Bu çevrede bir başka etkileyici değişen iklimdir. Sonuçta, tohum ekildiği toprakta çevreden de etkilenerek bir bitki haline gelecektir, ki işte bu bitki kişiliktir.

EV PERSONELİ DE DENEME SÜRECİNDEN GEÇEBİLİR...

Evpersoneli için deneme çalışması yapılabilir. Ancak deneme demek kişileri karşılıksız çalıştırmak anlamına gelmez. İşini bilen, iyi ev personelleri ile çalışmak istiyorsak önce biz personel çalıştırmanın şartlarına uymalıyız. Profesyonel işyerlerinde deneme sürecindeki personel işten çıkarılma kararı ile karşılaştığında çalıştığı gün ücretini almadan işten çıkarılır mı sizce? Maalesef bazı egitim seviyesi yüksek aileler ev personelini çalıştırdıktan sonra bütün gün ev işi yapmış kişiye 3 gün sonra ben senin işini beğenmedim diyerek hiçbir ödeme yapmadan işine son verebiliyor. Özellikle eğitimli kişilerin çevresine örnek olması gerektiğini hatırlatarak ev personeli çalıştıran ailelerileri personel çalıştırmanın hassas noktaları konusunda dikkatli olmaya davet ediyoruz.

ÇOCUK GELİŞİMİNDE DURUMSALLIK YAKLAŞIMI

Kurallar, çocuklarımız için standart ve herkesin uyguladığı gibi olmamalıdır. Artık kurumsal şirketlerde bile yönetim, durumsal bir yaklaşım ile ele alınmaktadır. Yani kesin, değişmez, herkese aynı şekilde uygulanan bir yönetim şekli yerine, kişiye, yere, zamana, duruma göre değişkenlikler gösteren bir yönetim ancak başarılı olabilmektedir.Kurumsal alanlarda bile uygulanmaya çalışılan durumsallık, çocuklarımız için çok daha önemlidir. Çocuklar tek tip ve standart bazı tanımlamalara uymazlar. Özgün ve farklı doğarlar. Taki, hayat onları standartlaştırana kadar. O zaman bu özgünlüğü korumak adına her okuduğumuzun yada arkadaşımızın çocuğunun yaptıklarını kendimize örnek alarak çocuk büyütme yöntemi benimsememeliyiz.Kuralları bile çocuğumuzun ihtiyaçlarına ve yapısına uygun belirlemeliyiz.O zaman ikna olmak da, ikna etmek de daha kolay ve hasarsız olacaktır.

23 Aralık 2011 Cuma

Çocuklarımız o kadar kırılgan değiller…

Çalışan anneler, büyük bir suçluluk duygusu içinde çocuklarının herşeyden olumsuz etkilendiğine inanarak, çalışmalarının dışındaki tüm şartları kendinlerince mükemmel hale getirmeye çalışıyorlar. Halbuki mükemmel şartlar hayatın kendisinde bile yoktur. Son yıllarda, motivasyonun temeli, hep olumlu konuşmaya bağlandı. Peki çocuğumuz hayatı boyunca olumsuz ...tepkiler hiç almayacak mı? Bu denli, tüm engelleri çocuğumuzun önünden çekmeye çalışarak onlara iyilik mi yapıyoruz? Aksine engellerin varlığını göstererek , nasıl aşması gerektiği konusunda destek versek daha doğru olmaz mı? İletişimin temellerinde ‘Ne dediğinizden çok Nasıl dedidiniz’ önemlidir. Örneğin, çocuğumuza geliştirmesine destek vermek istediğimiz noktalarda, önce olumlu yaptıkları örnekleri söyleyerek, sonra geliştirmesi gereken konuları dile getirebiliriz. Bu dönemde özellikle çocuğumuzu kimseyle, hatta kendi kardeşi ile bile, kıyaslamamak önemlidir. Her birey kendi başına bir bütündür ve bir başkasının benzeri olmak zorunda da değildir. İlginçtir ki, genellikle çok başarılı bireyler hayatın zorluklarını fazlası ile yaşamış kişilerden çıkmaktadır. Bu demek değildir ki, çocuğumuzun hayatını zorlaştıralım. En azından karşılaşacağı zorlukları yok etmeye çalışmayalım.

22 Aralık 2011 Perşembe

ÖNCE SEVGİNİZİ GÖSTERİN...

Çocuklarımıza vereceğimiz en büyük hediye ilgi, sevgi ve O'nun için ayırdığımız zamanımızdır. Çocuğumuza birçok şeyi şartlı verebiliriz ancak sevgimiz, kayıtsız ve şartsız olmalıdır.

ÖNCE DİNLEYİN ....

Çocuğunuzun anlattıklarını onu yargılamadan ve konunun sonunu bilseniz bile sabırla dinleyin. Hızlı yaşamımızın bize kazandırdığı sabırsızlığımızı çocuğumuza yansıtırsak, bir süre sonra bize anlatmayan ve bizi dinlemeyen bir çocuğumuz olabilir. İletişimin temelinde iyi bir dinleyici olmak vardır...

GİRİŞİMCİ BİREYLER YETİŞTİREBİLİYOR MUYUZ?

Girişimci kişilerin varlığı toplumların kültürel genetik aktarımı olarak da kabul edilebilir. Nasıl ki, fiziksel ve kişiliksel özelliklerimiz ailemizden bize genetik yollarla aktarılıyorsa, toplum içindeki davranış şekillerimiz de yaşadığımız toplumun bize mirası, bir anlamda kültürel aktarımıdır.Akademik literatüre göre toplumların kültürel özelliklerin...den biri de BİREYCİ veya TOPLUMCU olmaktır. Bireyci toplumlarda çocuklar küçük yaşlardan beri kendi işlerini kendileri yaparlar, kişilerin bireysel çıkarları ön plandadır, genel harcamalı, kültürel faaliyetlere yada eğitime dayalıdır, 'ben' kavramı ön plandadır, firma içinde bile bireylerin ön plana çıkarılması, taktir edilmesi tercih edilen bir motivasyon yöntemidir. Daha çok batı toplumları, bireyci toplum olma özelliği taşır. Örneğin, batı ülkelerinde bir firmada ayın satış elemanı olmak ve anons edilmek tercih edilen bir davranış iken toplumcu bir ortamda ayırt edilmek, grup üyelerinden ayrıştırılarak örnek gösterilmek utanç verici olabilir.Toplumcu kültüre göre çocuk yetiştirme daha korumacı bir yapıdadır. Çocuk yetişkin bile olsa aile her zaman arkasındadır, destekleyicidir. Çalışanlar ucun dönemli istihdam ve iş garantisi beklentisindedirler. Genel harcamalar ev almak, yatırım yapmak üzerinedir. Bu toplumlarda en belirleyici faktör 'ANNE'dir. Biz Türk toplumu, aslında bu 2 karakteristik yapıyı gösteriyor olsak da, nüfus fazlalığı olarak toplumcu yapıya yakınızdır. Dolayısı ile çocuklarımızı çok korumacı ve bağlılık ihtiyacı yüksek yetiştiririz. Bu yapıdaki çocuklar çoğunlukla bir zincirin halkası olmayı tercih ederler. Girişimci kişiliği olanlar, bireyci ve ben kavramı daha yüksek olan bireylerdir. Risk almaya eğilimli ve yaratıcı özellikleri yüksektir. Acaba biz çocuklarımızı hangi yapıya daha uygun olarak yetiştiriyoruz. Bireyci veya toplumcu özelliklere sahip olmak birbirine göre daha iyi, yada daha doğru gibi bir sınıflandırılamaz. Çünkü en doğrusu yada en iyisi gibi bir karşılaştırma yapmak doğru değildir. Durumsal yaklaşımlarda bu konu detaylı olarak açıklanmıştır. Önemli olan duruma göre uygunluktur. Bireyin nasıl bir iş ortamında, ne iş yaptığına bağlı olarak bireyci yada toplumcu olması avantaj yada dez avantaj olabilir. Aslıhan Erdoğu

EĞİTİM, SALDIRGANLIK EĞİLİMİNİ AZALTIR...

Beynin dış yüzeyine 'Korteks' adı verilir. Yapılan araştırmalara göre bu bölgenin insandaki saldırgan eğilimleri engelleme görevi vardır. Beyin kabuğu diyebileceğimiz korteksin entellektüel faaliyet içinde bulunan bireylerde daha fazla geliştiği görülür. Bu nedenle de yüksek eğitim görmüş kişilerde saldırgan davranışlar azalır. Freud'a göre doğuştan gelen... 2 temel eğilim; saldırganlık ve cinselliktir. Bu iki eğilim de zaman içinde alınan eğitim ve çevre koşulları sayesinde şekillenir, bazen de bilinç altına atılır.Bu durum anne babalara, öğretmenlere ve çocuğun sosyalleşmesinde görev alan bireylere çok önemli bir görev yükler. Doğru eğitim, bireylerin davranışlarını şekillendirir ve ilerideki iletişim yeteneklerinin de doğru gelişmesini sağlar.

İLK 4 AY DUYGUSAL GELİŞİMDE ÖNEMLİ....

Bebeklerin ilk 4 ayı normal otistik dönem olarak kabul edilir. Bu dönemde yeterince ilgi ve sevgi alamayan, sürekli televizyon karşısında bırakılan bebeklerde tek taraflı iletişim bebeğin gelişimini negatif etkiler. Bu tip durumlarda kalıcı otistik davranışların oluşması bir ihtimal olabilir. Böyle bir dönem yaşayan çocuk, ileride sosyal iletişimde yetersiz, içe dönük, hırçın, saldırgan olabilir. Başka çocukların oyunlarına katılmakta yetersiz kalabilir.

EĞİTİM, HERYERDE EĞİTİM...

Sahildeki deniz yıldızlarını hatırlayın... 'Herkes sadece 1 tane denizyıldızını kurtarsa, belkide hiçbir denizyıldızı kumsalda denize erişemediği için ölmeyecek. Evinizde çalışan personele de sadece işini yapsın yeter, diye düşünmeden yaşam, çevre, kişisel gelişim, özbakım ve daha birçok konu ile ilgili aktarımlarınız ufak dokunuşlar ile büyük değişimlere öncülük edebilirsiniz.