11 Mart 2011 Cuma

AE: Evdeçocukvar size görüşme talebi ile geldiğinde ilk ne düşündünüz?
AD: Aslında çok sevindim diyebilirim ve firmanızın ciddiyetini anladım. Sadece bir internet sitesi değil, üyeleri ile iletişime geçen ciddi bir firma olduğunu düşündüm. Üstelik karşımda sizi görünce ayrıca sevindim. Çünkü siz bana daha da olumlu bir enerji ve güven verdiniz.
AE: EvdeÇocukVar sitesine üye olurken ne düşünüyordunuz, amacınız neydi?
AD: Ben uzun zamandır psikoloji ile ilgileniyorum. Niğde Aksaray Anadolu Öğretmen Lisesi mezunuyum. Daha lise yıllarında psikoloji ilgimi çekmeye başladı ve bu konuda kitaplar okumaya, kendimi geliştirmeye başladım. Hatta ÖSS sınavında Türkiye 3. sü olunca çevremdeki herkes bana daha yüksek puanlı bölümleri yazmam konusunda önerilerde bulundu. Seçtiğim bölüm konusunda tereddüt bile etmedim, çünkü ben psikoloji okumak istiyordum. Bu sayede yüksek bir puan ile Boğaziçi Psikoloji bölümünü kazandım ve çok mutluyum.
Sitenize üye oluken aklımdan geçenler ise; ileride çocuklar ile ilgili konularda uzmanlaşmak eğitim psikolojisi, konuşma bozuklukları alanında ilerlemek istiyorum. Çocuklara ablalık yapmak teoride okuduğum, öğrendiğim konuları pratiğe dönüştürmede bana da çok yardım edecek. Çocuklarla birlikte olmak onlarla drama tekniklerini kullanarak oynamak ve gelişimlerini takip etmek bilgilerimi pekiştirmeye çok destek olacaktır.
AE: Çocuklarla zaman geçirmek bazen beklenenden daha zor ve yorucu olabilir. Kendini bu konuda hazır ve tecrübeli hissediyor musun?
AD: Aslında kısa da olsa tecrübem ve bir fikrim var diyebilirim. Çünkü annem bir komşumuzun çocuğuna bakmaya başlamıştı. Bende anneme yardım ediyordum. Sonra o çocuk büyüdü ve bir kardeşi oldu. Kardeşini de annemle birlikte büyüttük. Ben çocukları severim. Üstelik bir de erkek kardeşim var. Her abla gibi benim de, kardeşimin büyümesinde çok emeğim oldu. Yani kendimi tam tecrübesiz hissetmiyorum, üstelik çocukları da çok seviyorum.
AE: EvdeÇocukVar sitesinden size ulaşan bir aile ile çalıştığınızda ilişkinizin nasıl olmasını istersiniz? Kısaca siz aileye ne katkılarda bulunabilirsiniz, aileden beklentiniz ne olur?
AD: Aslında bilgilerim dahilinde, ailelere elimden geldiğince destek olabilmek en önemli amacım. İkinci aşamada da tabiki öğrenci olduğum için ek gelir benim için çok iyi olacaktır. Ancak ek gelir derken çocuklara ablalık yapmamdaki ilk amacım kesinlikle para kazanmak değil, birlikte zaman geçirdiğim aileden öncelikle samimiyet ve güven beklerim. Öyle bir ilişkimiz olsun ki, sabit çalışma zamanımız dışında bile aile beni arayarak, çocuklarının beni görmek istediğini söyleyebilsinler. Ben de hemen gideyim. Gittiğimde ise, çocuğun bana ‘ablam geldi ‘ demesini isterim. Tabiki bu karşılıklı sevgi ve saygı ile oluşacak bir bağlılık olacaktır.
AE: Hedef ve amaçlarınız hakkında konuşmaya başladık ancak ben ailenizi, nereden geldiğinizi de merak ediyorum. Şu anda okul yurdunda kalıyorsunuz, peki aileniz nerede?
AD: Ben aslen Mersin’liyim. Ancak babam memur olduğu için uzun yıllar Niğde’de oturduk. Ailem halen Niğde Aksaray ‘ da oturuyor. Bahsettiğim gibi babam memur , annem ev hanımı. Bir abim var, ingilizce öğretmeni. Bir de erkek kardeşim, o da 8. Sınıfta okuyor.
AE: Güne nasıl başlarsınız? Nelere özen gösterirsiniz?
AD: Okula başladığımda bana en farklı gelen konu kız yurdunda 8 kişi ile aynı odada kalmak oldu. Çünkü herkes faklı şekillerde yaşamış, farklı kural ve yaşantıları var. Uyum sağlamak, kalabalığın içinde kendinize özel zaman ayırabilmek zor oluyor. Ancak bu durumu çabuk kabullendim. Ben genellikle mutlu olmanın yolunu çabuk bulurum. Şimdi ise farklı kişilikleri inceleme fırsatım oluyor. Güne başlarken, oda arkadaşlarımdan farklı olarak sabah 9.00 dersim bile olsa mutlaka derse 1 saat önceden özenle hazırlanırım. Hiçbir zaman derse 15 dk kala acele ile kalkıp, hızla gitmem. Erken kalkar, kendime özen gösteririm. Bu durumu kendime ve dersime saygı olarak görüyorum. Bu şekilde daha mutlu oluyorum.
En çok kişilerle kırgınlığımın devam etmemesine özen gösteririm. Kendime kırgın kalmamayı hedef edindim. Ailem veya arkadaşlarımdan biri ile ters düşsem bile, o kişi ile barışmadan uyumam. Sabah kalktığımda dargın olduğum kimse olmasını istemem.
AE: Klasiktir ama biraz da kendine ayırdığın zamanda neler yaparsın, hobilerinden bahsedelim mi?
AD: Ben de klasik bir cevap vereyim, kitap okurum. Ama gerçek anlamda kitap okumaktan çok hoşlanırım. Ben de iz bırakan kitaplar Çalıkuşu ve Mehmet Rauf ‘un Eylül isimli kitabı olmuştur.
Eylül beni çok etkiledi çünkü muhteşem bir psikoanaliz kitabıydı. Bir kişinin parmaklarını oynatışını bile psikolojik anlamda tanımlıyordu.
Bu arada dans dersleri alıyorum. Hatta ablalık yaptığım çocuğa da öğrendiğim dans figürlerini öğretmekten çok keyif alırım.
AE: Seninle sohbet çok güzeldi, kendini, amaçlarını bizimle paylaştığın için çok teşekkür ederim. Gelecekte hedeflerine ulaşmanı ve birikimini diğer insanlarla paylaşmanı dilerim.