7 Ekim 2011 Cuma

GİRİŞİMCİ BİREYLER YETİŞTİREBİLİYOR MUYUZ?

Girişimci kişilerin varlığı toplumların kültürel genetik aktarımı olarak da kabul edilebilir. Nasıl ki, fiziksel ve kişiliksel özelliklerimiz ailemizden bize genetik yollarla aktarılıyorsa, toplum içindeki davranış şekillerimiz de yaşadığımız toplumun bize mirası, bir anlamda kültürel aktarımıdır.


Akademik literatüre göre toplumların kültürel özelliklerinden biri de BİREYCİ veya TOPLUMCU olmaktır.


Bireyci toplumlarda çocuklar küçük yaşlardan beri kendi işlerini kendileri yaparlar, kişilerin bireysel çıkarları ön plandadır, genel harcamalı, kültürel faaliyetlere yada eğitime dayalıdır, 'ben' kavramı ön plandadır, firma içinde bile bireylerin ön plana çıkarılması, taktir edilmesi tercih edilen bir motivasyon yöntemidir. Daha çok batı toplumları, bireyci toplum olma özelliği taşır.

Örneğin, batı ülkelerinde bir firmada ayın satış elemanı olmak ve anons edilmek tercih edilen bir davranış iken toplumcu bir ortamda ayırt edilmek, grup üyelerinden ayrıştırılarak örnek gösterilmek utanç verici olabilir.


Toplumcu kültüre göre çocuk yetiştirme daha korumacı bir yapıdadır. Çocuk yetişkin bile olsa aile her zaman arkasındadır, destekleyicidir. Çalışanlar ucun dönemli istihdam ve iş garantisi beklentisindedirler. Genel harcamalar ev almak, yatırım yapmak üzerinedir.


Bu toplumlarda en belirleyici faktör 'ANNE'dir.


Biz Türk toplumu, aslında bu 2 karakteristik yapıyı gösteriyor olsak da, nüfus fazlalığı olarak toplumcu yapıya yakınızdır. Dolayısı ile çocuklarımızı çok korumacı ve bağlılık ihtiyacı yüksek yetiştiririz. Bu yapıdaki çocuklar çoğunlukla bir zincirin halkası olmayı tercih ederler.


Girişimci kişiliği olanlar, bireyci ve ben kavramı daha yüksek olan bireylerdir. Risk almaya eğilimli ve yaratıcı özellikleri yüksektir.


Acaba biz çocuklarımızı hangi yapıya daha uygun olarak yetiştiriyoruz. Bireyci veya toplumcu özelliklere sahip olmak birbirine göre daha iyi, yada daha doğru gibi bir sınıflandırılamaz. Çünkü en doğrusu yada en iyisi gibi bir karşılaştırma yapmak doğru değildir. Durumsal yaklaşımlarda bu konu detaylı olarak açıklanmıştır. Önemli olan duruma göre uygunluktur. Bireyin nasıl bir iş ortamında, ne iş yaptığına bağlı olarak bireyci yada toplumcu olması avantaj yada dez avantaj olabilir.


Aslıhan Erdoğu