30 Nisan 2011 Cumartesi

SABAH ERKEN KALKAMIYORSANIZ, ÇOCUK BAKIMI İŞİNİ DÜŞÜNMEYİN...

15 yıla yakın, kurumsal bir firmada iş hayatının içinde oldum. Bu sırada da anne oldum. Önce okullar, sonra iş hayatı... Farkediyorum ki hep çalışmışım, bundan da hiç yorulmamışım. Eskilerin söylediği bir söz vardır: 'İşleyen demir paslanmaz.' diye. Bu söze yürekten inanıyorum. Hangi gün, işim olmasa ben daha çok yorluyorum. Ne zaman yoğun tempoda koşmaya başlarsam enerjim artıyor.
Şimdilerde, EvdeÇocukVar sayesinde birçok yeni kişi ile tanışmaya başladım. Bazısı ailesi, yada hayat koşulları yüzünden okuma fırsatı bulamamış, çok pişman.. Bu pişmanlığını da anlatıyor. İnsanımız aslında samimi, yada benim karşıma hep samimi olanlar çıkıyorlar. Biraz sorgulamadan dinlediğinizde tüm hayat hikayesini gözlerinizin önüne seriyorlar tüm samimiyetleri ile. Belki de bu görüşmeyi terapi gibi kabul ediyorlar. Çünkü onları karşılarında sorgulamadan dinleyen ama gerçekten dinleyen bir kişi olmaya çalışıyorum. Bu durumdan da şikayetçi değilim aslında, hem üyelerimi daha yakından tanımış oluyorum, hem de birçok kişiye önerilerde bulunma şansına sahip oluyorum.
Bazende bazı kişilere, siz bu işi yapmayın diyebiliyorum. Bu kadar net söyleyebilmemde önemli sebepler var tabiki. Çünkü ben de bir anneyim. Üstelik çalışan bir anneyim. Yıllarca çocuğumun okul öncesi yıllarında, işe ulaşabilmek için çok erken saatlerde yola çıktım. Genellikle İstanbul'da çalışan bir anne işe gidebilmek için 6.30 gibi yola çıkmayı göze alabiliyor, ancak bazı çocuk bakımı yaparım diyen kişilerin beklentileri bambaşka: 'Benim bir ailem var, önce onların kahvaltılarını hazırlarım, eşim kendisinden önce yola çıkmamı istemez, üstelik hava kararmadan saat 17.30 gibi işten çıkmam gerekir.' gibi açıklamalarla bizden iş bulmamızı isteyebiliyorlar. Üstelik bu kişilerin birçoğu da neden okuyamadım diye üzülen kişiler oluyor... Kişilerin beklentileri ve yaşam tercihlerine saygım var tabiki, ancak bir işe 'Ben bu işi yaparım, bu işten hayatımı kazanırım. ' diye girişiyorsanız. İşin gereklerini de bildiğinizi farzederim.
Üniversite mezunu, hayatının büyük bir bölümünde okumuş, çalışan anneler bugün İstanbul'da çoğunlukla 6.30 da evden çıkıyorlar ve akşam saat 20.00 sıralarında eve dönüyorlar. Haftasonları toplantıları olduğu zaman, ben haftasonu çalışamam diyemiyorlar. İşte bu şartlarda düşünebiliyor musunuz ki, bu anne, belirttiğim iş temposunda çalışırken çocuğunu emanet edeceği kişi zamanında gelemiyor. Malesef hiçbirimiz bu lükse sahip değiliz. Yaşamak yada daha iyi yaşamak istiyorsak, meslek olarak seçtiğimiz işin gereklerini olması gerektiği gibi yerine getirmek zorundayız.
Benim görüşmelerimde kişilere önerim şu oluyor: Çocuk bakmak ciddi bir iştir. Sorumluluk gerektirir. Fedakarlık gerektirir. Zamanlama gerektirir. Bu konuda kendine güvenmeyen kişi 'Ben çocuk bakarım.' diye yola çıkmamalıdır.
İşinin sorumluluklarını iyi bilen, merhametli, güvenilir kişilere her zaman kapımız da desteklerimiz de açık olacaktır.
EvdeÇocukVar
Aslıhan Erdoğu

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder