16 Nisan 2011 Cumartesi

TİTİZ VE DİKKATLİ BİR EV HANIMI.... (1516 nolu üye)



Herkes iyi havalarda yola çıkar ama diğerlerinden farklı olmak istiyorsanız. Siz hiçkimsenin yola çıkmadığı bir gün iş arayacaksınız... Bugün de öyle bir gündü... Daha 2 gün önce günlük güneşlikken bir anda ısı 7-8 derece düştü ve yağmur başladı. Bahar ayları insanı böyle şaşırtıyor. Ne giysem, nasıl plan yapsam bilemiyorsunuz. Üyemiz ile karşılaştığımızda güler yüzlü, biraz heyecanlı konuşmaya başladık.


AE(Aslıhan Erdoğu): Biraz kendinizden bahseder misiniz? Evli misiniz? Çocuklarınız var mı?


AG(EvdeÇocukVar 1516 nolu üyemiz): Eski eşim avukat ve şimdi yeni bir ailesi var. Biz 1992’de görüş ayrılıkları ve hayat beklentilerimizin farklı olması sebebi ile anlaşarak ayrıldık, ancak halen dostça görüşebiliyoruz.. Yetişkin üniversite öğrencisi bir oğlumuz var. Oğlum Bursa Uludağ Üniversitesin’de İktisat okuyor, 3. Sınıfta. Haftasonları oğlumu ziyarete Bursa’ya gidiyorum. Haftaiçi de İstanbul’da annemden bize kalan evimizde erkek kardeşim ve ailesi ile birlikte yaşıyoruz.


AE(Aslıhan Erdoğu): Daha önce çalıştınız mı? Ne tip işler yaptınız? Çocuk bakımı tecrübeniz hakkında beni biraz aydınlatabilir misiniz?


AG: Evet tabiki, Lise yıllarımda Moda ‘ da oturuyorduk. Ailemin bir farfümeri, konfeksiyon dükkanı vardı. 11 sene kendi dükkanımızda ailem ile birlikte çalıştım. Daha sonra çocuk bakmaya başladım. Yine Acıbadem’de 2 erkek kardeşe 10 sene boyunca baktım. Önce abi Sarp ile başlamıştım. 10 aylıktı O’nu kucağıma aldığımda. Sonra Sarp büyüyünce işten ayrılacaktım ancak kardeşi Ufuk doğdu. Birlikte Ufuk’u da büyüttüm. Ancak çocuklar büyüdü ve ben de ayrıldım. Sonra bir diş hekiminin çocuğuna 10 aylık olana kadar baktım. Henüz anne hamileyken işe başlamıştım. Ancak Avrupa yakasına taşındıkları için ayrılmak zorunda kaldım. Bir ara da erkek kardeşimin ailesi ile yaşadığım için erkek yeğenime baktım. Kızı anneye çok düşkündü o yüzden ben pek baktım sayılmaz.


AE(Aslıhan Erdoğu): Peki sizi bir arkadaşınıza sorsam, sizin hakkınızda bana neler anlatırdı?


AG: Sanırım önce çok temiz olduğumu söylerdi. Ben sürekli ellerimi yıkarım. Mesela bir kaç titiz olduğum konuyu anlatayım size. Ellerime kolonya sürüp, yiyecekleri ellemem. Yumurtayı kırarken, herkes önce yumurtayı şöyle bir sudan geçirir. Halbuki bence öyle daha bulaşık hale geliyor. Ben önce kurudan bir tabak içine kırıp sonra ellerimi yıkarım. Yumurtanın sarısını ayırmak için kırık kabukları sağa sola sallamam. Bir kap içine direk kırıp, bir kaşık ile sarısını alırım. Biraz ilginç gelebilir ama yemek yaparken böyle titizliklerim vardır benim. Bir de çocukların yemeğe başlamadan önce ellerini yıkamasına önem veririm. Çöpleri ayırmada da dikkat ettiğim bir konu var. Eğer cam atmak zorunda kaldıysam poşetin üzerine ‘cam ‘ yazma gibi bir alışkanlığım vardır.


AE(Aslıhan Erdoğu): Bir ara kuş gribi vardı, o dönemlerden kalma titizlikler bende de var, özellikle yumurtaya karşı... Peki biraz da çocuklara karşı eğitim verirken nelere dikkat edersiniz onlardan bahsedelim?


AG: Ben çocuklara karşı da, genel olarak da çok sakin ve sabırlı bir insanım. Çocuklara çok fazla müdahale etmeyi sevmem. Önce izlemeyi tercih ederim. Örneğin 2 kardeş kendi aralarında tartışırken, bazı kişiler hemen müdale edip onları ayırmaya çalışır. Halbuki, eğer fiziksel zarar verici bir durum yoksa, ben çözümü kendilerinin bulmasını beklerim. Çoğunlukla da benim müdahaleme gerek kalmadan onlar anlaşırlar. Sabırla onlara bildiğim doğruları öğretmeye çalışırım. ‘Neyse buda böyle olsun demem’ pek.


AE(Aslıhan Erdoğu): Peki siz hafta için günlük iş arıyorum demiştiniz bana ancak kardeşiniz ile yaşadığınız için düşündüm. Belki yatılı da kalabilirsiniz? Bu konuyu hiç düşündünüz mü?


AG : Evet düşündüm aslında. Ancak şöyle olabilir. Ben haftasonları oğlumun yanına Bursa’ya gittiğim için eğer haftasonu izinli bir iş olursa, tabiki iyi bir ailenin yanında yatılı da kalabilirim. Bizim sohpetimiz daha uzun sürdü... Üyemize sohpet ve güleryüzünden ötürü çok teşekkür ediyorum.






Aslıhan Erdoğu

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder