13 Nisan 2011 Çarşamba

MÜCADELECİ BİR ANNE, BİR TÜRK KADINI... (1446 nolu üye)


Kapı açıldı ve içeriden sıcak peynirli poğaça kokusu geliyordu... Güleryüzlü, kibar bir hanım karşıladı beni... Misafir terliklerimi giydim ve salona doğru geçtim. Salonun bir duvarı içinde kitaplar, özel biblolar, hatıralar olan ceviz kaplama bir vitrin. Sevgi dolu bakışlarla çerçevelenmiş evlilik resmi ve büyüyen 2 genç kızın fotoğrafları... Biz ailemizi, anılarımızı paylaşırız salondaki vitrinimizden. Biz hiç tanımadığımız birini, henüz 30 dk önce bildirmiş bile olsa geleceğini taze pişmiş sıcak poğaça ile karşılarız. Biz salonumuzda basamaklı çiçekliğimize menekşelerimizi sıralarız rengarenk. Biz kapımıza gelen yabancıya güveniriz. Misafir ederiz, ailemizi hayatımızı paylaşırız sohpetlerimizde. Resimlerden birinde aile babasının omuzlarında taşıdığı davul ile çekilmiş güler yüzlü bir resmi var. Konuya bu resimden giriyoruz ve başlıyor karşılıklı tanışma serüvenimiz. Aile babası şu anda özel bir okulun servis şoförlüğünü yapıyor, emekli olduktan sonra ticari bir araç almış aile. Ama aynı zamanda halk oyunları öğretmeni. Ailenin 2 genç kızı var. Büyük kızı İpek, anaokulu öğretmeni, aynı zamanda açıköğretim sosyolojide okuyor. Küçük kızı Pınar, ise lise 3’te okuyor, ileride dış ticaret yada logistik alanında çalışmak istiyor. Önce kendimi tanıtıyorum, neden ziyarete geldiğimi açıklıyorum kısaca. Sonra, LS(EvdeÇocukVar 1446 nolu üyemiz) kendinden bahsetmeye başlıyor.

AE(Aslıhan Erdoğu): EvdeÇocukVar sitesini nasıl buldunuz ve üye oldunuz? LS(EvdeÇocukVar 1446 nolu üyemiz): İş başvurusu için internetten gazete ilanlarına göz atıyordum. Ben her zaman çocuk bakımı, sekreterlik, şoförlük ilanlarına bakarım. O sırada ilanınızı gördüm. Sitenize girdim. Biraz inceledikren sonra kaydolmaya karar verdim. Karşıma sizin çıkacağınızı düşünmemiştim. Ama tanışma mesajınız gelince, hemen kabul ettim. Bakalım hayırlısı... AE: Biraz kendinizden bahseder misiniz diye başlıyorum söze? LS: Ben lise yıllarımda Ataköy Lisesi Çocuk gelişimi bölümünde okuyordum. Okuldan 2 sınıf sonuda tasdikname alarak ayrıldım. Yıllar sonra Erenköy Zihnipaşa Pratik Kız sanat okulunu çocuk gelişimi ve çiçek yapımı kısmını bitirdim. Okulda 2. dönem staj yapmak gerekiyordu. Feneryolu’nda özel bir anaokulunda staja başladım. 3 yaş grubunda yardımcı öğretmen olarak çalıştım. Daha sonra aynı okul sahipleri Bahariye ‘ de bir etüt merkezi açtılar. Orada etütte çalışmaya başlamıştım ki, emekli bir ilkokul öğretmeni bana esas öğretmen olmadığımı vurgulayan gurur kırıcı bir cümle sarfetti. Ben de o hırsla, 6 dönemde biten Selçuk Kız Meslek lisesini 1.5 dönemde bitirdim, diplomamı aldım. Milli Eğitime diplomam verildi. Ardından asil öğretmen olarak görevime devam ettim. Toplam 9 yıl anaokulu öğretmenliği yaptım. O yıllarda evlendim. Akebinden 2 kızım ardarda doğdu. O sırada kısa bir süre işi bırakmak zorunda kaldım. Sonra çocuklarım biraz büyüyünce, çocuklarımın bakımında annemden de yardım alarak ve tekrar işe başlama kararı aldım. Çocuklarımın ilk yıllarında 10 parmak bilgisayarlı daktilo kursuna gitmiş, sertifika almıştım. Bir mali müşavirlik firmasında genel müdür sekreteri olarak işe başladım. 18 sene sürdü... Mali Müşavir emekli olmaya karar verince büro kapandı.

AE: Öyle akıcı ve güzel anlatıyorsunuz ki, soru sorarak sizi bölmek istemiyorum, ama internetten iş arama sırasında söylediğiniz bir cümle dikkatimi çekmişti sormak istiyorum. Neden şoförlük ilanlarına bakıyorsunuz, eşiniz için mi? LS: Hayır kendim için, şaşırdınız mı? Söylemiştim, eşim okul servisi çalıştırıyor. Ya hasta olsa ne olacak aracımızı kim çalıştıracak diye düşündüm. Geçen yıl hayat müşterek dedim. Gittim E sınıfı ehliyet aldım. SRC2 ve SRC4 servis şoförlüğü belgelerimi de aldım. Dünyanın binbir türlü hali var. AE: Şaşırtıyorsunuz beni, ben de Türk kadınının mücadeleci, savaşçı ruhunu çok severim. Kendim de hep öyle yaşadım, öyle de devam ediyorum. Ama siz de tuttuğunuzu bırakmamışsınız tebrik ederim doğrusu. AE: Peki çocuk bakımı ile ilgili ne düşünüyorsunuz, siz 2 kız çocuğu büyüttünüz, sizce çocuk gelişiminde nelere dikkat edilmeli ? LS: Anaokulu öğretmenliği yıllarımda da hep gözlemlemiştim. Aileler çocuklarına düşkünlüklerinin sınırını unutunca, onlara sorumluluk vermeyince, genellikle kendi işini yapamayan, hep yardım bekleyen, çocuklar yetişiyor. Halbuki biraz daha fazla sorumluluk verilmeli ve çocukların kendi işlerini yapmalarına fırsat tanınmalı. Bir de beni çok üzen ve rahatsız eden bir konu varki, annelerin sokakta, alışverişte çocuklarına karşı yüksek sesle bağırması ve hatta tokat atması. Ben şiddete hep karşı olmuşumdur. Tabiki zaman zaman ben de kızlarıma ceza, mahrumiyet verdim. Ama bunu hep sebep ve sonuçlarını açıklayarak yaptım. Sebebini açıklamadan ceza vermedim hiç. Üstelik, eğitimin evde verilmesini, sokakta verilen eğitimin uygulanmasını doğru buluyorum. AE: Sohpetiniz ve sıcak poğaça için öncelikle teşekkür ediyorum. Sizinle tanıştığıma memnun oldum. diyerek ayrılırken, üyemiz de arkamdan kızının staj ödevi için Kadıköy’e bilgisayarlarına program yükletmek için yola çıktı. www.evdecocukvar.com

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder